Doğal Hayatla Neden İç İçe Olmalıyız?

Doğal Hayatla Neden İç İçe Olmalıyız?

13 Ağustos 2018 0 Yazar: rumeysa sariarslan

Doğal Hayatla Neden İç İçe Olmalıyız?

İnsanlık tarihinin büyük çoğunluğu doğadaki mücadele ile geçmiştir. Yaklaşık 500 yıldır bilişsel devrim ve teknoloji ışığında, küresel kentleşme diyebileceğimiz süreçle yaşam alanlarımız tamamen değişti. Uzmanlar evrim açısından bu değişimin, kısa vadede adaptasyon sürecinin yarattığı zorluklara değiniyor.

Birkaç nesil öncesinde, doğal hayatla kurulan temas sıklığı, günümüzde oldukça azalmış durumdadır. Buna örnek olarak temiz hava ihtiyacı, gökyüzü ve deniz gibi uzak boşluklara bakma ihtiyacı, topraklanma ve enerji olarak dengelenme ihtiyacı, aidiyet hissedebildiğimiz ortamda olduğumuzu, beş duyumuzla algılayabilmemiz verilebilir.

Örneğin kendinizi yaşadığınız şehrin yoğun bir zaman diliminde sokakta hayal edin. Korna sesleri, egzoz dumanı, gergin ve koşturan insanlar görüyorsunuz, hazır ve yapay gıdalar, kıyafetlerimizin içerisinde bulunan petrol temelli ya da sentetik ürünlerle temas halindesiniz.

Şimdi de seyrek ağaçların bulunduğu bir ormanda, pamuklu kumaşlar içerisinde, arkadaşınızla sohbet ettiğinizi düşünün. Kulağınızda kuş sesleri, yere düşen yemişlerin çıkardığı sesler, kolaylıkla nefes alışınız, nasıl hissettiriyor. Birinci durumda sıkışmış ve sıkıntılı, ikinci durumda ise huzurlu ve sakin hissetmiş olmanız olası. Aradaki fark gündelik yaşamlarımızda yoğun strese maruz kaldığımızın kanıtı niteliğindedir.

Yapılan bir araştırmaya göre yüksek binaların bulunduğu bir kentin görüntüsüne bakmak bile beynimizde stres düzeyimizi arttırmakta yeterli oluyor. Uzmanlar bizi hastalıklardan ve depresyondan koruyan bağışıklık sistemini güçlendirmenin de stres düzeyini azaltmaktan geçtiğini belirtmektedir.

Bir başka açıdan konuya bakarsak yeni nesillerin doğal hayattan uzaklaşmalarının yan etkileri olarak doğal çevre ve gıda üretimi hakkında bilgisiz olmalarını söyleyebiliriz. Bu bilgisizlik doğal hayatın korunması ve sağlıklı gıda tüketiminin önemi konularında bilinçsizliğe sebep oluyor.

Bir bitki ne kadar sürede yetişiyor? Bunun yetişmesi için gerekli olan emek nasıl karşılanıyor? Bu besinin bendeki doyurucu etkisi nedir? Çevresel sorunların sebepleri nelerdir? Yeşil bitki örtüsü ve canlı çeşitliliğinin yaşadığımız dünya için önemi nedir? Doğayı neden korumalıyız? Gibi sorular sorulmadan ve düşünülmeden ilerleyen nesillerimiz, ileride nasıl bir çevrede yaşayacağımız hakkında düşündürücüdür.

İnsan medeniyeti, öngöremediğimiz bir gelişmeyle değişiyor, yenileniyor. Bizlerin bu değişikliklere ayak uydururken zorlanmamız doğal bir süreçtir. Bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmek ve kolaylaştırmak adına sık sık doğal hayatla içe içe zaman geçirmeli ve köklerimizi hatırlamalıyız. Böylece şehir yaşamına ve profesyonel iş hayatına konsantre olmanın kolaylaştığını göreceksiniz.

Bol yeşil alan ve sağlıklı günler dilerim.

Yazımı beğendiyseniz başka bir yazı için tıklayınız.

Hala İlkel Bir Dünyada Yaşadığımızın 10 Kanıtı

Sevgilerimle.