Like ve Yorum

Like ve Yorum

29 Eylül 2018 0 Yazar: rumeysa sariarslan

İnternet’te karşımıza çıkan kötü yorum ve like sayıları hakkındaki endişelerimiz için küçük bir yazı yazmak istedim. Derinlemesine inceleme ve analiz yapmak için değil ama bu konuda düşünürken buldum kendimi. Bu sebeple konu hakkında yazmadan edemedim.

İnternet artık çağımızın vazgeçilmez bir parçası. Instagram ve Twitter günümüzün en popüler uygulamalarından bazıları. Hepimiz bir şekilde bu uygulamaları kullanıyoruz. Hala hayatına bu yenilikleri almayan ve bu durumdan memnun bir şekilde yaşayanlar da var tabii ki. Ama sadece geciktirmiş oluyorlar diye düşünüyorum.

Çocuk sahibi olduklarında ve bilmedikleri, anlayamadıkları yenilikleri kullanan çocukları karşısında yeterli bir ebeveyn olamadıklarını düşünüp bunu eksikliğini  yaşayabilirler. Veya ileride alternatif bir iş yapmak istediklerinde ve reklama ihtiyaç duyduklarında bu hesapları kgüncel işleviyle ve aktif bir hesap üzerinden kullanamayacakları için pişman olabilirler.

Ben bu yazıda denklemin diğer tarafında yer alan ve beni de içine alan sosyal medya kullanıcıları, hatta çılgın bağımlı olma yolunda ilerleyen, İnternet tutkunları hakkında yazacağım.

İnternet’te gezinerek like almak veya güzel yorum okumak çok keyifli. Fakat sana göre yeterince güzel olan insanlara veya algoritmanın tercihlerine göre, geri planda kalan paylaşımlar yaptığında, like sayısının düşmesi sinir bozucu olabiliyor. Bu durumdan etkilenme yaş, sosyal statü, karakter, hayat tarzı gibi pek çok şeye göre değişse de, zaman zaman herkesi etkileyebiliyor.

Bu durum acaba paylaşım yapmak gerçekten gerekli mi diye düşündürüyor. Bu düşüncenin diğer ucunda ise like alabilmek için akla hayale gelmeyen paylaşımlar yapmak yer alıyor. Bu paylaşımlar kimi zaman vicdansızlık, kimi zaman ahlaksızlık içeriyor. Şiddet, adaletsizlik içeriyor, çoğu zaman cinsiyetçi ve ayrımcı dile hizmet ediyor.

Yorum ve like ‘ların uçuştuğu bir başka paylaşım platformu Twitter. Gündemi takip etmek için çok iyi bir araç olabilecekken, gerçek hayatında takdir edilmeyi başaramamış insanlarımızın 140 karakterle havalı ve düşündürücü cümleler kurarak beğenilmeye çalıştığı bir yer halinde.

Daha kötüsü bu cümleyi kuramayanların çare olarak, beğenilen veya ünlü kişilerin paylaşımları altına yorum yapıp, muhalefet ederek fark edilmeye çabalaması. Çirkin ahlak bekçiliği. Kıskançlıkların dışa vurumu. Haddini bildirme kültürü. Sevginin olmadığı her şey.

Sosyal medya kullanıyorsan bunlarla karşılaşmama gibi bir ihtimalin yok. Karşılaşıp da bunlara tepki vermemek, en azından kendi iç dünyanda bunlara karşı bir duygu, düşünce uyanmaması mümkün değil. Bu insanları tek tek bu işi yapmaktan vazgeçirmeye, ikna etmeye çalışmak ise ütopik. Ancak gerçek hayatlarında tatmin olmaları halinde, beyinlerinin ve kalplerinin, öğrenmeye ve gelişmeye açık bir şekilde meşgul olduğu bir dünya kurulursa bu işten vazgeçebilirler.

Galiba biz, zorlukla karşılaşan insanın zorluğu yenmekteki başarısı gibi bu kötü yorum ve like sayıları için yeni bir bakış açısı geliştirmeyi öğrenmeliyiz. Belki yakında ‘sosyal medyanın olumsuz etkilerinden temizlenin’, ‘sosyal medyadan gelen negatif etkilerden nasıl korunabilirim’ temalı eğitim paketleri ve seminer dizileri satışa çıkar. Ne dersiniz?

Aklıma bu işin başka türlüsü gelmiyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorum kısmına yazabilirseniz sevinirim. Başka bir yazıda buluşmak dileğiyle. Sevgiler.

Yazımı beğendiyseniz başka bir yazı için tıklayınız.