İletişim ve İnsan
İnsan ilişkileri ve iletişim hakkında düşüncelerimi yazdığım bir deneme kaleme aldım. Acaba insan ilişkileri ve iletişim hakkındaki fikirlerime ne dersiniz? Biraz beyin jimnastiği biraz da kategorilendirme merakı.
İnsan ilişkilerinde kurduğumuz iletişim modeli üç çeşitten oluşur. Birincisi samimi ve halk arasında içi dışı bir dediğimiz türden açık sözlü, görür görmez güvenilirliğinden emin olduğumuz, kurnazlık bulundurmayan kimselerdir. İyi insanlardır. İkincisi içten pazarlıklı olanlar ve kibirliler. Bunlar da kötü insanlardır.
Kötü insanlar samimi görünüp, kurnazca çıkarlarını gözetenler ve kendini mutlaka diğerlerinden daha değerli, üstün gören ve buna göre hizmet bekleyen, övgü bekleyen insanlar olarak iki kategoride değerlendirilebilir.
Üçüncü kategori eklemek gerekirse çocuk karakterdeki kötüler. İletişim kurarken bunun hem olumlu hem de olumsuz tarafları vardır. Ancak bu kişiler çocuk benliğinde ve sorumluluk alabilecek bir yetişkin düzeyinde davranmadıklarından dolayı sizi uzun vadede duygusal açıdan yorgun hissettirirler. Kendi iç çatışmalarını dış dünyada yaşarlar ve buna saygı göstermenizi beklerler.
1; İyi insanlar. Onlar zaten o kadar samimi iletişim kuran insanlardır ki yanınıza geldiklerinde veya yeni tanıştığınızda onlardan zarar gelmeyeceğini hemen anlarsınız. Size olumlu geri bildirimler verir, sınırlarını bilirler. Duyguları yapıcıdır. Mantık, adalet ve kişisel haklar, bireye saygı konuları ile hareket ederler.
Bu insanlarla zaman geçirdiğinizde arkadaşlığından keyif alırsınız. Birlikte bir şeyler yapmayı planlıyorsanız, bunu gerçekten istediğinize dair onay emaresi görmeden teklifinde ısrar etmez. Kimsenin işine gücüne, hayatına karışmazlar. İyi olduğunuzu bildiklerinde sizin için mutlu olur ve gereksiz yorum yapmazlar.
2; Kötü insanlar. Onlar ikiyüzlü ve faydacıdırlar.
Kurnaz kötüler; Bunların gerçekten samimi olmadıklarını anlamak için deneyim sahibi olmak ve daha önce bu tarz birkaç kötü insan tarafından hayal kırıklığına uğratılmış olmak gerekir. Böylece hareketlerindeki küçük ölçüsüzlükleri net bir şekilde görecek deneyime sahip olursunuz. Onun yanında tuhaf bir şekilde rahatsızlık duyduğunuzu hissetmenizin akabinde deneyimleriniz devreye girer ve ne olduğunu anlarsınız.
Bu insanların sizin çevrenizde konuşlanmasının mutlaka bir sebebi vardır. Onu bulup kurnazla yüzleşmeye kalkmak romantik bir hareket olur. Benze en iyisi bu insanları yakın çevreye hiç yaklaştırmamaktır. Çünkü kafasında ne zaman hangi küçük hesabı yaptığını bilmek mümkün değildir. İlle de hayatımızda olan ve mecburen zaman geçirdiğimiz kurnazlara karşı yapmanız gereken yüzeysel olmak ve aynı derecede umursamaz bir seviyede kalmaktır.
Böylece araya koyduğunuz duygusal mesafeyi aşamayacak kendiliğinden sizden uzak duracaktır. Gerçek samimiyetinizi bu insanlara asla göstermemelisiniz çünkü samimiyetten anlamayacağı için Allah bilir bunu ne sanacaktır ve nelere yoracaktır. Sonrasında bu samimiyetin üzerine size ait olan her şeye el atabilir. Arkanızdan yakın arkadaş olduğunuzu iddia etmesi çok olasıdır.
Kibirli kötüler ise kötülüğünü göstermekten çekinmeyen ve bununla gurur duyan tiplerdir. Başkalarından üstün olmakla övünürler. Genelde daha zeki olmakla, kandıran kişi olmayı eş tutarlar. Yalanlarına inanıldığında üstünlük madalyasına layık görülmüş gibi havalanırlar. Bu insanlara karşı iyi davranmak sadece onları sizin üzerinizde sadistçe eylemlerini gerçekleştirmek için cesaretlendirir.
Daha zeki olmanın dışında, zengin olmak, mevki sahibi olmak, iyi bir aileye mensup olmak ya da iyi bir eğitim almış olmak gibi şeylerle övünenleri de vardır. Bunlar bozuk toplumun ortak hiyerarşik inançlarıdır, evet. Bu insanlar kesinlikle manipülatif bir iletişim dili kullanırlar. Böylece üstünlüklerini ispatlamış olduklarına inanırlar.
Sizin hayatınızla yakından ilgilenirler. Bu ilgi sizi sevdikleri için değil, sizi içeriden ele geçirebilmek içindir. Tek amaç sinsice sız, böl ve parçaladır. Bunu neden yaptıklarını sormayın, çünkü ben de bilmiyorum. Kafalarının içinde bunu yapmaları için bir bilgisayar yazılımı var gibi davranırlar.
Seni anlıyorum, çocukluğuna inelim, artık güvendesin ya da seni seviyorum sözleri onlara sadece, kurbanın zayıf olduğunu ve kazanmaya yaklaştıklarını düşünmelerini sağlar. Bu düşünceyle sinsi bir şekilde gözleri parlar. Onları cesaretlendirmiş olursunuz. Adeta kalpleri kararmış gibidir. Hiçbir tedavi şeklini kabul etmezler.
Bu kişilere karşı dikkatli ve dengeli davranmak oldukça zordur. Özellikler ellerinde size karşı kullanabilecekleri bir koz varsa daha da dikkatli olmak lazım. Olumlu tarafı etraftaki herkes bu insanların karakterinin farkında olacaktır. Çünkü kendilerini saklamak, farklı göstermek onların yapısına ters düşer.
En kötüsü de hem kurnaz hem kibirli olanlarıdır.
3; Dürtüsel olan insanlar. Onların neye ne tepki verecekleri asla belli olmaz. Bir çocuk gibi ihtiyaçları için duygusal dürtülerle hareket ederler. Beyinlerinde bulunan kontrol mekanizması gelişmemiştir. Duygularını ya da temel ihtiyaçlarını erteleyemez, mantıklı düşünemezler. Küçük bir olayda aşırı tepki vererek herkesi etraflarına toplarlar.
Sizin için çok önemli bir olayı kendi aleyhlerine olduğu için geçiştirirler. Bu yüzden bu insanlara karşı mesafeli davranmak gerekir. Bu tarz insanlar, bizim toplumumuzda hoş görülür. Herkes ona karşı bazen koruyucu bazen de ilgi dolu olur. Çünkü çevresindeki insanları ebeveyn gibi davranmaları için tetikler. Aynı zamanda işine gelmeyen bir şey olduğunda, bir çocuğun yapacağı gibi, ebeveyn olarak gördüğü kişiyi dinlemez.
Bu tarz insanlarla uzun süreli sağlıklı iletişim kuramazsınız. Ebeveyn olmayı kabul ederseniz eşit egoda bir iletişim olması mümkün değildir. Sürekli tartışma ve anlaşmazlık çıkması muhtemeldir. Bu sebeple iş yerinde bu insanlarla ister istemez bir yakınlaşır bir uzaklaşırsınız. Aman dikkat edin derim!
En nihayetinde insanlar iyi de olsa kötü de olsa, her iyinin içinde bir kötü, her kötünün içinde bir iyi bulunur. Yaşadığımız dünyanın tamamı birbirine sebepler zinciri ile bağlı olaylardan ibarettir. Hepimiz şartların izin verdiği ölçüde iyiyiz. Daha iyi şartlara sahip olmak elimde değil diyerek koy vermek tembellik olur çünkü daha iyi şartlara sahip olmak için çabalamak da bizim sorunluluğumuzdur.
Daha iyi şartlara sahip olmasak da sağlıklı bir iletişim için, daha iyi bir insan olmayı dilemeli ve bunun ortak iyiliğimiz için olduğuna dair inancımızı geliştirmeliyiz. Nitekim zaman içinde iyi şartlarda da kötü şartlarda da nasıl davranacağımız ortaya çıkmadan, hayat hikayemizi tamamlamayız.
Ve hedefimiz, her zaman davranışımızın nasıl olduğu üzerine düşünmek olmalıdır. Kendimizi olumsuz eleştirmekten ziyade, kendimizi severek ve elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerektiğine inanarak yaşarsak dengeyi oturtmuş oluruz diye düşünüyorum.
İletişim ve sevgi dolu bir hayat diliyorum.
Umarım yazıyı beğenmişsinizdir. Sizin de bu konu hakkında fikirlerinizi yorumlar kısmına bekliyorum.
Benzer bir yazı için tıklayınız.