Yeni yıl ve Yeni Hayatlarımız

Yeni yıl ve Yeni Hayatlarımız

12 Ocak 2019 0 Yazar: rumeysa sariarslan

Yeni yıl ve Yeni Hayatlarımız

Havanın hissedilir derecede soğumasıyla yeni yıl a girme sevinci yerini hiç yaz gelmeyecek galiba üzüntüsüne bıraktı. Üzerine de gündemde alışılmış olumsuz haberler, her geçen gün ruhumuzdan üşüterek tuz biber ekiyor. Yeni yıl yeni zamlar, pardon fiyat güncellemeleri beraberinde evimizin eşiğinden usulca içeri süzülüverdi. Bu sene de bilmediğimiz hayal kırıklıklarına, sevinçlere, imalara, elalemciliğe kucak açmış bekliyoruz. Varsın gelsinler hoş gelsinler.

Hayat da tam olarak böyle bir şey değil mi zaten. Yeni yıl gibi. Ne acelesi var ne ahesteliği. Olduğu gibi kendi gibi, doğru zamanda gelecek, bitince de bitecek bir şey. Doğal seyrinde. Ama biz yine de bu doğal seyrindeki hayatı da yeni yılı da kutluyoruz. Çünkü yaşamak coşkudur. Bizim de en ivedisinden ortak coşkulara ihtiyacımız var. Birbirimize ve yaşama daha aşina hissedebilmek ve bağlanmak için.

Böylece bir anda kronometrelerimizi sıfırlıyoruz. Bunca zaman sabrettiğimiz işi başaramadıysak veya kayda değer bir ilerleme kaydedemediysek bile kendimize dönüp diyoruz ki; Bu yeni bir başlangıç! Eskiyi unut ve yeniden dene. Bu yıl sana uğur getirebilir çünkü bu yeni bir şey. Aynı yeni yaşlarımız için düşündüklerimiz gibi.

Hayır konuyu buradan kendimizi kandırdığımıza getirmeyeceğim. Belki fonksiyon olarak bunu yapıyoruz ama buradaki önemli nokta bence bu değil. Burada bir sabır noktası oluşturuyoruz. Evrensel olarak ruhumuzu yenilediğimiz bir referans oluşturmuş oluyoruz.

Aslında insanlık var olduğundan beri kendi fiziksel varlığına ve acı mefhumuna karşılık terazinin diğer tarafına koymak üzere, katlanabileceği birer ödül sistemi üretmekle meşgul olmuş. Hem zihinsel, hem toplumsal olarak bu döngüyü kurmadan veya bu döngüyü yok sayarak ilerleyebilmek mümkün değil. Uzun savaşlarda psikolojimizin bozulması, uzun iş saatlerinde ruh sağlığımızın çökmesi, sevgisiz kaldıkça hırçınlaşmamız hep terazi kefelerinin dengede olmamasından kaynaklanıyor.

Biraz sıkıntı biraz ferahlama, biraz üzüntü biraz mutluluk, biraz stres biraz huzur zamanları geçiriyoruz. Hasta olup iyileşiyoruz. Biyolojik sistem böyle ilerliyor. Fakat dünyanın son zamanlarında üzüntü, stres, sevgisizlik süreleri mutluluk, huzur, sevgi sürelerinden fazla vaktimizi alıyor olabilir. Bu da dengesizlik var demek. Zaten bunu başka açılardan baktığımızda da açıkça görüyoruz.

Öyleyse yeni yıl için yapacağımız şey belli. Yeni yılda ilk hedefimiz üzüntü, stres ve sevgisizlik duygu durumlarıyla daha az vakit geçirmek! Bunun için geçen yıllarda edindiğimiz tecrübelerimizi tekrar düşünerek, zihnimizde yeni öngörülerimizi geliştireceğiz. Böylece gelene hazırlıklı olup, olumsuz duygularla daha az baş başa kalabiliriz. Her geçen yıl bizim lehimize ilerliyor!

Yeni yıl ile birlikte iyi ki de bir sabır noktası oluşturuyor, iyi ki de olumsuz toplamlarımızın bıraktığı etkiden silkelenip ha gayret, yeni yıl geldi diyoruz.

Yazının sonuna geldik, sizlerin de düşüncelerini yorumlarını bekliyorum. Sizce yeni yıllar yeni başlangıçlar mıdır? Hayatta yeni yollar gerçekten var mı? Ne düşünüyorsunuz?

Sevgilerimle.