30 Yaş
30 Yaş Kıvamı
Daha yeni başlıyormuş. Halbuki ben 15’lerimde başladığımı ve 28’lerimde sonlara geldiğimi sanıyordum. Aslında bir bakıma doğru. Bir şeyler 15’inde başladı, çocukluktan çıkıyorsun. Ve 28’inde bitti, yepyeni bir olgunluk düzeyi. İstesen de istemesen de. Okul bitmiş, belli bir süre iş tutturmaya, sonra da tutturduğun işte tutunmaya odaklanmışsın. İlişkilerin ya yolunda gitmiş, evlenmişsin ama evliliğin ne demek olduğunu ve fedakarlığı anlamaya başlamışsın yavaş yavaş. Ya da ilişkilerin yolunda gitmemiş, yediğin kazıklardan zar zor sıyrılmışsın, anca kendine gelmişsin ve artık farklı bakıyorsun ilişkilere, aşka, hayata, para kazanmaya.
Derken 30 yaşına geldiğinde ise birden bire dönülmez akşamın ufkunda olduğunu, artık 20’lere ve deneyimsiz hayallere veda ettiğini anlıyorsun. Artık acı deneyimler ve zorla öğrendiğin sabır şekillendiriyor hayallerini. Gerçekçi hayaller kurman gerektiğini biliyorsun. Derken bir de bakıyorsun ki, tarihsel karakterler, dünyayı etkileyenler, hayatı dolu dolu yaşayanlar hep 30 yaş tan sonra yapmış ne yapmışsa. Asıl 30 yaştan sonra bir sürü zamanın olurmuş kontrol edebileceğin.
30 Yaş tan Sonra
Öğrenmeyi bırakanlar işte tam burada, 30 yaş tan sonra, kırılma noktasında vazgeçerler hayattan. Zevk almaktan, tutkulardan. Gerçeğin ve kendi gerçek isteklerinin peşinden gitmekten. Konfor alanı, çevreden öğrenilmişlikler ya da kalıtımsal özelliklerinin etkileri karşısında cılız kalır kendi sesleri, istekleri. Aslında biraz ileriyi görebilseler. Bu uyuşukluğun her yıl onları daha da uyuşturacağını, öğrenmekten vazgeçen beyinlerin ölmeye mahkum olduğunu bilseler. Yani 30 yaşlarında hissettikleri vazgeçme duygularının yıllarla birlikte ağırlaşacağını bilseler, asla vazgeçemezler.
Çünkü öğrenmek için mücadele etme alışkanlığı karşısında, içinde sana kolaya kaçmayı öğütleyen sesi dinleme alışkanlığı var. Bir defa değil, hemen değil, yavaş yavaş fark edersin yitirdiklerini. Çocuğun 10 yaşına gelip de senin mental sığlığından utanır hale geldiğinde anlarsın eskidiğini. Ya da eskidiğini bile anlayamayacak kıvamda topluma uyum sağlamış ve uyuşmuşsan, yaşlandık biz canım, bizim zamanımız geçti, bizi beğenmiyor tabi. Dersin. Artık gerçeği göremeyecek kadar körsündür çünkü.
30 yaşından sonra öğrenilmiş çaresizlik, bezginlik ve tükenmişlik duygularını yenenler ise, yani ‘Tekrar hayal kuracağım ben. Çünkü artık daha fazla şey biliyorum.’ Deme cesaretini gösterenler ise yeni şeyler öğrendikçe olayın ‘olmak’ değil de tekrar tekrar öğrenmek ve yoldan keyif almak olduğunu, anın ve kendisine verilen hediyenin tadını çıkarmayı anlayacaklar. Ve bu dünyadaki tüm hazinelere değer. Çünkü gerçeksinizdir. Çünkü keyif alma motivasyonu ile etrafınıza mutluluk verirsiniz ve etrafınızdan mutluluk alırsınız. Çünkü yapmak için geldiğiniz şeyi yapıyorsunuzdur. Gelişmeyi.
Gelişmeyle işbirliği yapmak sizi mutlu eder. Ve hayata ortak eder. Gelişmeden habersiz hareket ederseniz, tesadüf ölçüsünde mutlu olursunuz. Gelişmeye direnirseniz de mutlu olamazsınız.
Herkesin gelişmek için can attığı ve yeni şeyler öğrenmeye heyecan duyduğu bir dünyada buluşalım.
Sevgilerimle.